EYÜP HALK BAHÇESİNDE TOPLU SÜNNETLER

Halk Bahçesi Sineması’ndan bahseder iken, iki bölümde anlatmayı uygun görmüştüm.Evet bu gün size halk bahçesindeki sünnet törenleri ve konserlerden bahsedeceğim.

Sünnet törenlerinin yapılacağı bir ay öncesinden halka duyurulur,bu zaman içinde çocuğunu sünnet yaptıracaklar kayıt yaptırır, sünnet hazırlıklarına başlarlardı.

Sünnetçi ve yer parası alınmaz , buna mukabil sünnete gelecek olan davetlilerin bilet parası alınırdı. Kimi aileler davet edecekleri kişi sayısı kadar bilet alır , eşine dostuna dağıtırdı.

Sinemaya girişin sol duvar tarafı tamamen sünnet yataklarına ayrılır, talep fazla olur ise arka kısımlara da yatak konurdu.Sünnet günü olarak , genellikle cumartesi tercih edilir pazar günü tatil olduğundan daha fazla kalabalık olurdu.

Sünnet günü saat: 13.00’de çocukların ellerine kınalar yakılıp , sünnet elbiseleri giydirilip , toplu halde Eyüp Sultan Camii’ne gidilir , dualar yapılır, bazen de kurban kesilip aş evine bağışlanırdı.

Bu bir gelenek olup, olmazsa , olmazdı. Toplu halde dönülür hoca , sünnetçi Ahmet Abi ,hokkabaz ,çocukların aileleri, kirveleri tekbir sesleri eşliğinde sünnet başlardı.

İşte o an hayatınızda duymadığınız hengame ,curcuna başlar, tef sesleri , davul sesleri, ''oldu da bitti maşallah , damat olur inşallah '' sesleri arasında çocukların ağlama seslerini duyamazdınız.

En son çocuğun kesiminden sonra hokkabaz ve çalgıcılar,sünnet yataklarını dolaşır, bahşiş toplarlardı.Sünnet sahipleri genellikle baklava ve börekleri kendileri yapar, hazır almazlar , misafirlerinden arta kalanı konsere gelen kişilere dağıtırlardı.

Her aile , sabah erken saatlerde yer kapması için oğlunu yada kızını elinde uzun kilimle sinemaya gönderir, o kişide kilimi kaç kişi gelecekse o kadar sandalyeye örter, aile efradının gelmesini beklerdi.

Anneler ise evde börek , kısır ,salata , tatlı ,kurabiye yapar sinema girişinde de çekirdek, leblebi alıp sinemaya teşrif ederlerdi.
Halk bahçesine girişte sağ taraf boydan boya iki katlı localardan meydana geliyordu. Burayı konser olduğu zaman genellikle evlenme yaşına gelmiş kızı ve oğlu bulunan kişiler kapardı.

Bu kısımdan bütün sinema komple görünür kayın valide adayları O KESKİN VE TAM İSABET bakışları ile gelin ,damat adaylarını RADARSIZ bulur ,tespit ederlerdi.

Her ne kadar küçük bir kasabada olsa yine birbirini tanımayan aileler çoktu.Kayın valide adayları beğendiği kızın ailesi ile ANINDA samimiyet kurar, oğlunun '' Anne ben senin bulacağın kız ile evlenmek istiyorum'' sözünü kaşla göz arası karşı tarafa belirtir, sonra da ''Canım yavrum . melek gibidir. İçkisi kumarı yok. evden işe , işten eve '' Lafının arkasından '' Bakın şu aşağıdaki beyaz gömlekli '' der oğlunu gösterirdi. Kız tarafı ise ''Allah bağışlasın. Aslan gibi çocuk. Bu devirde böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için ne mutlu size'' lafını beklerdi. Bu laf üzerine Oğluna el sallar '' Bize 6 - 7 tane büfeden gazoz al '' diye sipariş verirdi.

Maksat kız ve oğlanın birbirini görmesi.gazoz gelip de içildikten sonra annenin gözleri devamlı aşağıda oturan çocuğunda olurdu.Aralarında anlaştıkları işareti beklerdi .O işareti alır ise hemen birbirlerinin adreslerini alırlar ,konser sonrası gelip gitmeler başlardı.

Artık tek bir şey büyük bir heyecanla beklenirdi .

KONSERİN BAŞLAMASI. 
Konser saat 20.00 den itibaren fasıl ile başlar gecenin ilerleyen saatlerinde coşku ve göbek atmalarla doruk noktasına çıkardı.Bu arada evde yapılan börekler , çörekler, dolmalar yenir '' Al kokmuştur '' diyerek yandakilere de ikram edilirdi.Konserler de kadınlar arasında muhabbetin en koyusu yapılır , tanışmalar eşliğinde sonradan birbirlerine gidip gelmeler ile arkadaşlıkların temeli atılırdı. Konsere o zamanın en ünlü ses ve komedi sanatçıları gelirdi. Zeki MÜREN, Muzaffer AKGÜN , Sevim TANÜREK , Abdullah YÜCE ,Nuri SESİ GÜZEL gibi. Hele Muzaffer AKGÜN' ün ''KIŞLALAR DOLDU BU GÜN '' ve ''ÇAKMAĞI ÇAK'' türkülerinde yer yerinden oynardı.
Arkadaşlar yazmakla olmuyor. Yaşamak gerek. Yazmakla o atmosfer yakalanamıyor. Örn: Halk coşmuş şakır şakır göbek atıyor. Çocuğun annesi kendinden geçmiş , yorgunluğunu , stresini , bunalımını unutmak için oynamalara eşlik ederken çocuğunun '' Anne sıkıştım '' lafına verdiği cevap '' git şu köşeye yap. sen küçüksün'' . bu atmosferi hangi cümlelerle izah edebilirsiniz ,sorarım size ?
Benim şimdilik anlatacaklarım bu kadar. sizler o güzel yorumlarınızla bu yazımıza eklemeler yapabilirsiniz. Ah benim güzel Eski Eyüp'üm ve güzel İnsanları . sizleri seviyorum.

Saygı ,sevgi, hürmetlerim ile .hoş kalın...