GÜNDEM Haber Girişi : 17 Kasım 2018 19:15

Hesabı sandıkta görecek olanlar: Emeklilikte Yaşa Takılanlar

Hesabı sandıkta görecek olanlar: Emeklilikte Yaşa Takılanlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fırsatçılıkla itham ederek, “Bir de bunlar türedi” dediği Emeklilikte Yaşa Takılanlar, gönül verdiği liderini başkan seçmiş, gerektiğinde darbe karşısında tankın önüne yatmış bilinçli bir topluluktur; hesabı mahşere bırakmayıp sandıkta görecek olan emekçilerdir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik kriz ortamında fırsatçılıkla itham ederek, “Bir de bunlar türedi” dediği; AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un ise 'üç-beş oy' diye tarif ettiği "Emeklilikte Yaşa Takılanlar" aslında kimlerdir?

Emeklilikte Yaşa Takılanlar;
Kazanılmış hakları gasp edilmiş,1999'dan beri iktidarda olan bütün hükümetlerce kandırılmış, oy toplamak uğruna oyalanarak mağdur edilmiş, artık emeklilik yaşına gelmiş ve kolayca ikna olmayacak kadar olgunlaşmış bilinçli bir kitledir.

Evine helal ekmek götürmek için en az 30 yıl çalışmış, ekonomik sıkıntılar yaşarken işsiz kalmış, yaşları itibariyle hiçbir sektörde iş bulamamış, devleti tarafından öksüz bırakılmış bir topluluktur.

AK Partili seçmenin amcası, halası; MHP'li seçmenin dayısı, teyzesi ve siyasetçilerin oy deposu, Türk milletinin öz evladıdır.

Siyasi rant uğruna feda edilmiş milyarlarca liranın gerçek sahibi, TBMM çatısı altında toplanan ve kendi çıkarlarını düşünen bütün vekillerin orada olmalarının müsebbibidir.

Beceriksiz bir şekilde yönetilen 'Sosyal Sigortalar Kurumu'nun zararının faturasını ödetmeye çalıştıkları topluluktur.

Zamanında seçimini doğru yapamamış, politikacıların vaatlerine kanmış, küçük hesaplar peşinde koşmayıp yeri gelince aç kalmış, fakat bugün bilinçlenerek birleşip yumak olmuş büyük bir topluluktur.

Gönül verdiği lideri başkan seçmiş, gerektiğinde darbe karşısında tankın önüne yatmış, ekonomik darboğazda ekmeğini komşusuyla paylaşmış, fakat kendisine pervasızca "türemiş" sıfatı yakıştırılmış mağdurlar topluluğudur.

Suriyelilere hibe olarak okul yardımı yapılırken, üç kuruş maaşla okutmaya çalıştığı evladına faizle kredi veren devletinin hakir gördüğü babadır, sofrasındakileri doyurmak için akşam pazarı ucuzluğundan çürük sebze ayıklayan anadır.

Baba parasıyla saltanat sürmeyen, helal rızıktan başkasını bilmeyen, kodamanlar gibi kendisine arsalar peşkeş çekilmeyen, evlatlarına bırakacakları yegâne mirası "şeref" olan dar gelirli vatandaştır.

Kapitalist düzenin içerisinde üç kuruş maaş verilerek köle edilen, yaşlanınca "işe yaramaz" denilerek gözden çıkarılan, her damla alın teriyle başkalarının ceplerini dolduran işçilerdir.

Emekli olunca alacağı üç kuruşun değil, gasp edilmiş hakkının muhakemesini yapan; seçilmiş bir lidere değil, yalnızca Hakk’a tapan, sadece ona secde eden ve hesabı mahşere bırakmayıp sandıkta görecek olandır.

Birçoğunuzun amcası, dayısı, halası, teyzesi, komşusu, köylüsü, işçisi, çöpçüsü, çaycısı, velhasılıkelam etrafınızdaki, çok iyi tanıdığınız, bildiğiniz, sevdiğiniz, saydığınız kişilerdir. Yoktan türememiş, Allah'ın kullarıdır.

Üç beş oy değildir; binlercesi, on binlercesidir. Oy olarak sayılmaya kalkışılan, varlığı kabul edilip yavaş yavaş alışılan ve gözleri boyanmaya çalışılanlardır.

Farklı siyasi görüşlere sahip ama ortak bir müşterekte, haklı bir davada buluşan ve bir araya gelerek bu davayı sonuna ve sonuç alınana kadar savunacak güçlü bir yumruktur.

Köylü Mustafa'nın gariban oğludur, işçi Ahmet'in mesai arkadaşıdır, Nurcan annenin eşidir, yolu hakkın yolu ve Allah'ın birtakım kullarınca mağdur edilmiş müzmin fakir kuludur.

Bugüne kadar sesi çıkmayan; öfkesini dizginleyen, vatan kutsaldır diyerek zenginlerin parayla yaptığı askerliğe evladını gönderen; acı, çile, hasret, yokluk ve sefalet çeken, ama bundan asla şikâyet etmeyen "X" kuşağıdır.

Ciddiye alınmayan hayatlarında, işten eve dönünce ayaklarına yapışan çoraplarını çıkarırken şükreden, "Allah devletime, milletime zeval vermesin" diyerek dua eden, Hasan Amca, Ali Dayı, Mehmet Enişte’dir.

Üç kuruş maaş aldığı halde, senelerce çalıştığı işyeri için dua eden; besmele çekerek Allah'tan hayırlı işler dileyen, aza kanaat getirip gasp edilmiş emekliliğini bekleyen garibandır.

Zenginlerden alınamayan vergiler haberi bile olmadan kendisinden alınan, olur olmaz zamlarla cebindeki üç kuruşu bile çalınan ve zora düşülünce "Benim milletim" denilerek her musibetin üzerine salınandır.

Sabahın alaca şafağında işe gitmek için evinden ayrılan, yıllarca ücretsiz mesailerle köle gibi çalıştırılan, gecenin zifiri karanlığında yuvasına ancak dönebilen, hayatı ıskalamış, çocuklarının büyüdüğünü bile görememiş mazlumlardır.

Otobüste, metrobüste, minibüste size yorgun gözlerle bakan, arzu ettiği işi değil, zar zor bulabildiği her ağır işi yaptığı için dizlerinde derman kalmamış, filesi yarım, çilesi tam emektar abiler, ablalardır.

Toy müdürünün küçümsediği, ukala patronunun sömürdüğü, acemi mesai arkadaşlarının burun kıvırdığı, deneyiminden çokça faydalanılan, işleri düştüğünde yalandan gönlü alınan o 'yaşlı kurt'tur.

Ay sonuna maaşını denkleştirmek için simit dahi alamayan, çocuklarına harçlık verebilmek için senelerce aynı gömleği giyen, öğle paydosunda çaya batırılmış kuru ekmek yiyen, aç gezmeye alışmış fukaralardır.

Bu vatan için canını vermiş, "Hasta Adam" denilerek istila edilen yurdunu canı pahasına savunmuş, başka memleketlerdeki birtakım insanlar gibi ülkesini üç kuruşa satmayarak, kazma-kürekle savaşmış bir nesilden "türemiş" emekçilerdir.

"Halk ekmek" kuyruğuna girerek evine bir ekmek daha fazlasını götürebilmek için bin türlü hesap yapan dar gelirli vatandaştır.

Varlığa, darlığa, sağlığa, huzura, mutluluğa, birliğe ve dirliğe şükreden; delik ayakkabısını hiç hesaba katmadan, kendisinden daha fazla ihtiyacı olana sahip olduğu iki gömlekten birini veren; devletinin "yük" olarak gördüğü emekçi yığınlardır.

Türk'tür, Laz'dır, Kürt'tür, Çerkez'dir, Zaza'dır, Gürcü'dür... Velhasılıkelam, bu cennet toprakların üzerinde yüzyıllardır yaşayan, büyük bir mozaik ve bölünmez bir bütün olan Türk milletidir.

Üzerlerine oyunlar oynanan, yalan yanlış hesaplarla ülkeye yük gibi gösterilen; hesabı kuvvetli, bilinci açık, duruşu dik, onurlu, şerefli ve sandıkta hesabın nasıl yapılacağını gösterebilecek olan emekçidir.

 

Mehmet Ferah

https://twitter.com/MehmetFerah01

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.