ZAFER TURAN

Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şeklidir ve bununla birlikte monarşi’nin zıttıdır. Bir cumhuriyette temsil, genel vatandaşlar tarafından serbestçe seçilebilir veya seçimle belirlenebilir. Modern Cumhuriyetin dışında geçmişten günümüze birçok farklı cumhuriyet şekli vardır,   Ticari Cumhuriyetler,İslam Cumhuriyetleri,Sosyalist Cumhuriyetler vs.

 

Kelime anlamı bu olsada Türkiye Cumhuriyeti bizim için kelime anlamından çok daha fazla mana taşımaktadır.Biz cumhuriyeti sadece bir yönetim şekli olmaktan ziyade büyük bir bağımsızlık mücadelesi olarak görmekteyiz.Büyük bir imparatorluğun çöküşüyle hertarafı işgal edilmiş bir ülkenin eşi görülmemiş bir direnişle yeniden bağımsızlığını kazanması ve atılan her adım için  nice bedeller ödenmesi bizi Cumhuriyete görünmez bağlarla bağlamıştır.

 

Cumhuriyetin ilanının 100.yılını yaşadığımız bu günlerde içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan birçok savaş,işgal bize cumhuriyeti korumanın en az ilanı kadar çetin bir mücadele gerektirdiğini asla unutturmamalı.Mücadele edilmesi gereken sadece dışarıdan müdaheleler değil içimizde de cumhuriyet kazanımlarını hazmedememiş veya bu özgürlükleri şahsi  menfaatlerini geliştirmek için kullanmak isteyenlerin olduğunu hep aklımızda tutmalıyız.Varlıklarını cumhuriyete borçlu olan bazı kurumların cumhuriyetin ilanının 100.yılı etkinliklerini Filistinde yaşanan insanlık dramına bağlı olarak iptal ettiklerini üzülerek izlemekteyiz.Son yıllarda artan ümmetçilik anlayışının sonucu olan bu tip eylemlerde bulunanların unutmaması gereken şudur ki,Türkiye cumhuriyeti ne kadar güçlü ise ümmet’te o kadar özgürdür.Türkiye cumhuriyetinin güçlü olmasıda cumhuriyete ve onun kazanımlarına sahip çıkmaktan geçer.Kuruluşun her yılı aynı değerde olsada 100.yıl gibi sembolik yıllar ayrı bir motivasyon ve hissiyata neden olur.Umarım ilgililer bunun bilincine varıp bu kararlarından vazgeçer.

 

Demokrasi terimi, bazıları tarafından cumhuriyet terimiyle eşanlamlı olarak kullanılmış olsa da, başkaları binlerce yıldır ikisi arasında keskin ayrımlar yapmışlardır.Güçlü bir cumhuriyet için, demokrasi,adalet,liyakat,gibi unsurların rejim içerisinde çok önemli olduğu da asla unutulmaması ve sahip çıkılması gereken değerlerdir.Aksi halde Fransız siyaset teorisyeni ve bilim insanı Jean-Paul Marat’ın dediği gibi "Bize ne fayda sağlar ki soyluların aristokrasisini yıktık, eğer yerine zenginlerin aristokrasisi getiriliyorsa? Demek durumunda kalırız.

 

Kuruluşunda emperyalizme karşı direne halklara umut veren Delikanlı Türkiye Cumhuriyeti bugün 100 yaşında yüzyıl geçsede hep delikanlı kalmayı becermiş,her zaman delikanlı kalması için ulu önderin Türkiye Cumhuriyetini emanet ettiği gençlerin bu değere sahip çıkması gerekmektedir. Cumhuriyet kurumları ve varlığını cumhuriyete borçlu olan yapıların yöneticilerinin de gençlere , değişime ve yenilenmeye karşı direnmeyip cumhuriyetin hep delikanlı kalmasının önünü açmaları gerektiğine inanıyorum.Halen tüm dünyada Devrimci lider Mustafa Kemal Atatürk saygı ile anılıyorsa onun eseri olan Türkiye Cumhuriyeti de bu saygınlığını yüzyıllar boyunca koruyacaktır.

 

Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve bağımsızlık mücadelesi veren her ferde şükranlarımızı sunuyor,gücümüz yettiğince ve varlığımızı sürdürdüğümüzce cumhuriyete ve değerlerine sahip çıkacağımızı birkez daha haykırıyoruz.

 

YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ……

 

 

 ZAFER TURAN